-Kaçkarlara Sığmayan Hayatlar-
Farzet ki Dönemedim; yakın geçmişe tutulan bir ayna.
“Farzet ki Dönemedim” kitabının bir anı olmasının ötesinde, biriktirilmiş hatıratı hayli donanımlı bir tarih vizyonuyla yoğrulmuş sosyolojik analizler sunmakta. Anılarda kendi dünyasına dönük açılımları ifade eden imgelerle örülü, içten ve derin bir hissiyatın dile gelişi var. Sazkaya’nın dilinde bir hüzün gizli. Dile getirdiği “hüzün”, Nietzsche’den Cioran’a, Wolf’a kadar birçok hüzünbaz düşünürde karşılığı olan derin bir entelektüel beslenmeden geliyor.
Aydın Hız, Ayraç Dergisi
Dursun Ali Sazkaya kuşkusuz bize özgün bir metin armağan ediyor ama anlattığı öyküler Türk okuru için daha önce hiç karşılaşmadığı kahramanlara ve mekânlara kapı aralıyor. Çocukluk anılarından hareket ederek 1800’lü yılların ikinci yarısından itibaren Kaçkar kırsalından koparak gurbet yolculuğuna çıkan Lazların ve Hemşinlilerin hayata tutunma mücadeleleri sadece bir halkın yerel öyküsü olmayacak kadar derin çözümlemelere muhtaç çünkü.
Selçuk Küpçük, Kitap Zamanı
Karadenizin fıkralarını biliriz. Oysa bilmeyiz ki bu fıkralarda anlatılan espri yöre insanının, tabiatın ve hayatın zorluklarıyla baş etme yollarından biri olabilir. Karadeniz’de hayat fıkralardan ibaret değildir. Melankoliyse melankoli. Dramsa dram. Trajediyse trajedi. Sazkaya, yaşanmış insan hikâyelerini anlatırken adeta gizli bir tarih yazıyor.
İbrahim Altay, Sabah Kitap
Memleketine her gelişinde bir şeylerin eksildiğini fark ederek hüzne kapılıyor yazar. Mesela bir gelişinde dedesini, diğerinde babaannesini bulamıyor ama onların hatıralarını o kadar iyi naklediyor ki sanırsınız bu insanlar bahsettiği yere gittiğinizde hala yaşıyor. Bazen bir köy konağı, bazen bir yayla evi ama hep terk edilmiş, ıssız bırakılmış mekânlar olarak naklediliyor. Coğrafyanın ve insanın hüzünlü kaderine çekiyor okuru.
Uğur Biryol, Taraf Kitap
Laz ve Hemşin halklarının kültürünü, duygu ve moral örüntüsünü ustalıkla aktaran yazar modern zamanlarda kaybettiğimiz eski hasletlerimizi sarsıcı tespitlerle hatırlatıyor. Kitap hem bir kaçışı hem de bir yerlerde kalışı, yabancılaşmayı, gidenleri, geride kalanları öylesine hüzünle ele alıyor ki geçmişe ağıt yakmaktan kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Gurbetçi Hemşin ve Laz halkının 19. yüzyıldan başlayan Rusya gurbetini, Kırımlı gelinlerin trajik öykülerini, Hemşin konaklarının terk edilmişliğini okurken dehşet bir umutsuzluğa kapılıyor insan. Bu anlamda modernite eleştirisi de yapıyor Sazkaya.
Star Kitap