Bir başka anarşi mümkün

Bir başka anarşi mümkün

'Anarşizm: Unutulmuş Olanı Hatırlamak', Anarşizm konusunda İslamla yakınlıklar kurarken, diğer yandan da içinde yaşadığımız dönemin Anarşist bir eleştirisini yapmak gibi bir işlev üstleniyor

 

HAŞMET DEMİREL

27.07.2012

 

Anarşizm’in Türkiye’deki serüveni yüz yıllık tarihlerle kıyaslandığında oldukça yenidir. Yirmi beş yılı bulan Türkiye Anarşizmi aradan geçen zaman sürecinde sosyal taban bulmak konusunda pek de şanslı olamadı. Ama klasik solun dışında arayışları olanlar için bir vaha görevi gördüğü de söylenebilir. Anarşizm konusunda epeyi bir külliyat oluştuğu söylenebilir. Bu konuda piyasaya çıkan yeni bir kitap ise diğerlerinden yerli bir anarşizm oluşturma iddiası ile kendini ayırıyor.
Dilaver Demirağ imzasını taşıyan ‘Anarşizm: Unutulmuş Olanı Hatırlamak’, Anarşizm konusunda İslamla yakınlıklar kurarken, diğer yandan da içinde yaşadığımız dönemin Anarşist bir eleştirisini yapmak gibi bir işlev üstleniyor. Kitabın hem telif, hem çeviri kitaplardan farkı da bu ikili yapısında. Yazarın Anarşi Irmağı adını verdiği Anarşist Tarih boyunca çeşitli dinsel inançlarda Anarşizmin devlet ve özel mülkiyet eleştirisi ve karşıtlığının damarları aranıyor. Barbar halklardan yola çıkıp İslam’ın ilk doğuş yıllarına kadar uzanan bu bölümde yazar dinler ile anarşizmin birbirlerini dışlamadığını, anarşizm açısında Kilise benzeri kurumsalaşmış dinsel iktidar biçimlerinin sorun olduğunu belirterek yaşadığımız çağda da dinlerle anarşi arasında bir başka bağ oluşabileceğini belirtiyor. Bu bölümün en ilginç noktası İslam ile Anarşizm arasında yakınlığın Wiliam Godwin’in Adalet, Proudhon’un Karşılıklılık (mutualizm) ve mülkiyet ekseninde yazdıklarını eksene alması. İslamdaki infak yani elindekini vermek ve paylaşmak üzerine oluşan anlayışla bu iki kurucu Anarşist düşünürün ortaya koydukları mülkiyet yaklaşımının uyuştuğunu savunarak bir tür İslami Anarşizm tasavvuru oluşturuluyor. Kitapta sömürgecilik sonrası yazını eksene alarak post anarşi üzerinden İslami Anarşizmden de söz ediliyor. Bu eksende dört isme yer verilmiş Yakup İslam ( İngiltere ) Gustav Henri Jossot ( Fransa ), Muhammed Abdun ya da Muhammed Jean Venuse ( Kanada ), Peter Lamborn Wilson ya da bilinen ismi ile Hakim Bey ( ABD ). Bu isimlerin ortak noktası İslamla Anarşizmi bütünleştirmeleri.

Totaliter cehenneme hoş geldiniz
Yazar bir yandan İslam ve Anarşizm arasındaki bağa dikkat çekerken, diğer yandan da yaşadığı çağı Anarşist bir bakışla ele alıyor. Bu kapsamda modern devletin, kapitalizmin ve onların yatırım yaptığı tekniklerin incelenmesine kitabın yaklaşık yarısından fazla bir yer ayrılmış. Yazarın temel iddiası şu: Geleneksel devletler insan ötesi bir alandan meşruiyet türettikleri için toplmu dönüştürmek, insan davranışını düzenlemek gibi bir meseleyle uğraşmadılar. Oysa modern devlet tam da insanı meşruiyetin merkezine yerleştirdiği için, devletle toplum arasında bir bütünlük kurmak durumunda kalıyor ve insan davranışlarını değiştirmek için çeşitli tahakküm pratikleri üretiyor.
Devletin yaşadığı toplumu okunaklı kılma çabası yani toplumun bilgisine sahip olması, bu yönde bir bilgi oluşturması, birey olarak insanın ve toplumun mühendisçe bir faaliyetle dönüştürülmesine yolç açıyor. Yine laikleşme sürecinde devletin bir yeryüzü tanrısı gibi ölüm ve yaşam üzerinde mutlak bir iktidar alanı oluşturduğunu, kimin ölüp kimin yaşayacağına karar verebildiği için, Tanrı rolü oynadığını ve bu denli bir mutlak iktidarın tarih boyunca hiç bir devlete nasip olmadığı görüşünde. Modern Demokrasilerinde devleti frenleyemediğini ve onun alanının büyümesine mani olmadığını ifade eden yazar devlet ve demokrasi ilişkisine dair şu sonuca varıyor.
“Kısacası Batı demokrasisi, aslında denetimin ince yolları ve rıza üretimi yolu ile insanlar üzerinde devletin tam hâkimiyetin tesis edildiği bir düzenin adıdır ki, bu düzene uyum göstermeyenler sapkın kabul edilirler. Şiddettin kullanımındaki hedef de onlardır, onlar için hukuk başka türlü işler yani istisna olarak. Liberal demokrasi konusunda eleştiriler getiren ve devlet konusunda ki söylemleri ile devletle demokrasinin bir arada yürümeyeceğini söyleyen anarşistler tarihin kendisini haklı çıkardığını görmektedir. Bugün devlet egemenliği ve sermaye elinde demokrasi infaz edilmiş ise, biyosiyasal mühendisliğin totaliter egemenliğinde karanlık bir gelecek ufukta görünmekteyse bunun tek bir nedeni vardır: Güç arzusu.”
Siber Punk ile Distopyayı bileştirerek bir yandan Anarşist Literatürdeki Teknoloji eleştirlerine yer veren diğer yandan halihazıda en çok araştırma fonu çeken yapay zeka, robotik, nano teknoloji gibi alanlardan hareketle karanlık bir gelecek tablosu çiziliyor. Kitapta İnsanın uzak olmayan bir gelecekte artrık doğal değil, sentetik bir canlı olacağı tespitinde bulunuluyor. Sermaye ve devletin mühendislik faaliyetlerine devam ettiğini söyleyen yazar, bu tezlerine kanıt olarak da bir yandan çağdaş siyaset litertüründen destek sağlıyor, diğer yandan da gözetim teknolojileriden, yapay zeka ararştırmalarına dek tüm teknolojilerin insanı denetlemek ve dönüştürmek için çaba gösterdiğinden dem vuruyor.

Şirket egemen geleceğimiz
Şirket egemenliğine dayanan gelecekte devletin tamamı ile sermayeye iltihak edeceğini söyleyen yazar Conglemera (dev şirket) olarak saptadığı yeni şirket egemen devletin hayatın güvenlikten, askerliğe dek her alanının özelleştirceğini ve bilim kurgu filmlerindeki bir geleceğimiz olacağını söyleyen yazar direnişinde hattını çiziyor, Siber Gerilla (Anonymus) ve yeni makine kırıcılık olarak ekotaj (eşyaya sabotajı eksene alan bir mücadele yöntemi) ekseninde ELF (Yeryüzü Kurtuluş Cephesi) ve ALF (Hayvanların Kurtuluş Cephesi) türü direniş hatları. Burada da Deluzenin kaçış çizgileri kavramı ile hakim beyin TAZ yani Geçici Otonom Bölgeler biçimindeki siber üsler öneriliyor.
Yoksulluk olgusuna da değinilen kitapta Anarşistlerin bu yöndeki pratiklerinede değinilerek anarşistlerin yoksulu yoksun kaldığı şeyle techiz ederek yani iktidar sahibi kılarak yoksulluktan çıkardığı anlatılıyor. ‘Anarşizm’, eğer yaz aylarınızı ‘light’ kitaplarla değil de dünya ahvali üzerine bir fikir edinmekle geçirmek isterseniz bu kitap arayışa denk düşecek bir eser.

ANARŞİZM
Unutulmuş Olanı Hatırlamak
Dilaver Demirağ
Okur Kitaplığı Yayınları
2012, 407 sayfa, 

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetayV3&ArticleID=1095449&CategoryID=40&Rdkref=6