ISLAK KİBRİTLER YANINCA

ISLAK KİBRİTLER YANINCA

Meral Afacan Bayrak

 

 

“Susmayı acılar öğretmese keşke; başka bir yolu olsa…


Sussak! Sussak! Sussak!

Adam gibi sussak!” diyor, ‘Siyah’ öyküsünde Akif Hasan Kaya. Büyüyen boşluklara, kına kokusuna, tarhana çorbasına, anne sıcaklığına, uzak kalmış birini anlatıyor. 

“Çelik soğuktu, bakışlar soğuktu, yürekler soğuktu, kabza soğuk…” diyen silaha yakın (silah altında) bir askerin iç konuşmaları başarıyla yansıtılmış. Yavuklunun başkasıyla evleniyor olmasını mektupla, bir hastane köşesinde yaralıyken öğrenmesi, öykünün nabzını hızlandırıyor. Bu askerin koltuk değnekleriyle eve, anneye dönüşü ise hayli trajiktir.

ARAYIŞ DEVAM EDİYOR ÖYKÜLERDE

“Ama insana olan güvenimi korumaya çalışıyorum. Umudumu yitirmeden, üzerime düşenleri yapmayı planlıyorum. Direncimi toplayıp diğer fotoğrafı da çantamdan çıkarıyorum. Yaşadığım gerilim, siyah ve beyazın anlamı ancak bu şekilde tamamlanabilirdi.” Çantasında bir resimle şirket eğlencesi arasında gidip gelen sorgucu bir tip “Eflatun”daki.

“Kayıp defteri” silik bir hayatın acziyet içinde geçiyor olması, inandıklarından şüpheye düşmüş insanoğlunun öfke ve çaresizlik içinde kıvranışını dillendiriyor. Dahası özgürlüğünden bıkmış kahramanın, cep telefonuna sığınışı, adres defterindeki insanlar arasında dost arayışı. Karakterin yitikleri için tuttuğu ajanda çantadan çıkar. Öykü biter.

“Sadece bir kurt; siyah, kemirip duran bir kurt…” tahtada ya da elmada değilse, neler olur?

Hele ki muhayyilenizi işgal etmişse? “Kurt” adlı öykü buna değiniyor.

İşinde gücünde beş yıl düzenli bir hayat süren kahraman , bir gün işe geç kalır. Çalıştığı büyük alışveriş merkezinden kovulur. Esas neden “bakışları donuk, ağızları açık, gözleri boşlukta yan yana üç ölü çocuk resmi”dir. “Gazze’de, Irak’ta, Kabil’de ölenler…”in kahırlı yası kahramanın muhayyilesini işgal eden kurt sesini duymasına neden oluyor. Doktora gidiyor ve kimse ona inanmıyor.

“Tünel” öyküsünde kahraman, başlangıçta cebinde aradığı fotoğrafı, öykünün sonunda oğlunun elinde kaybettiğini hatırlıyor. Bir babanın tünelde yitişi, oğulda bıraktığı travmatik izler, başarılı bir şekilde resmedilmiş.

“O karanlıktan bir kere geçtiğini, geçmek zorunda olduğunu, geride kalanların artık gelemeyeceğini bilerek bekliyor. Yalnızca bir umut işte; bir teselli; bir imge, bir koku, bir ses, bir fotoğraf… Bulamıyor.” Yazarın bu öyküsünü babasına ithaf ettiğini atlamayalım.

“Siyah at” bir avcının ölü-diri at arasında kurduğu bağıntı ve avcılığı üzerine yaptığı sorgulamayı anlatıyor bize. “Neden sonra bir ara; vurulmuş atın; attığı her fişekle birlikte, kendi elleri ile öldürdüğü insan tarafı… Koşup geçen meçhul atınsa; umutları, geleceği, hayalleri olabileceğini düşündü. Olabilir miydi?”

“Bir kış masalı”nda ise bir depremle Musa’nın, İdris’in, Yusuf’un ve dedesinin kesişen hikayesini okuyoruz. Rüyayla gerçeğin arasındaki çözülmesi beklenen bir düğüm var. Kartpostalın arkasına yazılan bir notun, düğümü çözmesiyle öykü bitiyor.

“Sevgili İdris;

Ateşi yakmayan nedir bilir misin? Ateşin kendisi! Şaşırdın mı?Sen ateş olacaksın ki, diğer ateşleri söndüresin. Sonra köprüler kurasın…

Musa’yı mı arıyorsun? O, Kzıldeniz’i çoktan geçti evladım.

Şimdi söyle bakalım; Yusuf nerdeymiş?

Deden Süleyman.”

“Bilebilmeliydim!” öyküsünde kahraman özgürlüğünü sorguluyor.

Kaya’nın öykülerinde insanın mutlak gerçekliğine ışık tutan bir yan var.

“Guantonamo muydu? Ebu Greybmiydi? O fotoğrafta, babasının kucağındaki o masum çocukta, hiç mi payı yoktu?” kendisini soruların içinde buluyor.

“Çalar Saat” öyküsünde ise, Hacı Ragıp bir delinin kendisiyle başetmeye çalışmasını anlatmış bizlere.

Islak Kibritler Akif Hasan Kaya’nın ilk öykü kitabı. Balıkesirli olan öykücümüzün ürünleri Hece Öykü, Aşkar, Yedi iklim, Bir Edebiyat Eylemi Ğ dergilerinde, www. edebistan.com adlı sitede yer aldı. Yirmibir adet öyküde arı bir dil hakim. Akıcı anlatımla başarılı bir öykü grafiği çizmiş. 

Hayatın içinden, savaştan, barıştan ,silahtan söz açan öyküler, Okur Kitaplığı tarafından Ağustos 2012’de kitaplaştırılmış. 



ISLAK KİBRİTLER . AKİF HASAN KAYA

OKUR KİTAPLIĞI. AĞUSTOS 2012.

 

http://poetikhaber.net/koseyazisi.php?isl=oku&id=82