Okur Kitaplığı’ndan eleştiri kitapları

Okur Kitaplığı’ndan eleştiri kitapları

16 ŞUBAT 2012

HAKAN ARSLANBENZER

 

İnsan bazen çok alıştığı bir ismin çok önemli bir özelliğini atlayabiliyor. Ayıptır söylemesi, Cemal Şakar’ın eleştirmenliğini fark edememişim. Esasen hikaye yazarı olarak tanıdığımız Şakar’ın edebiyat hakkında sakin, makul, gerçekçi görüşleri olduğuna dair bir izlenimim var; ama Kutsal Sanatın Dünyeviliği gibi çok önemli bir yazı yazdığını ancak yazı Edebiyatın Sırça Kulesi kitabında Şakar’ın başka yazılarıyla birlikte yeniden basıldığında görebildim. Yazı Kur’anî Hayatdergisinin Mart 2009 sayısında çıkmış. “Kutsal” kelimesinin modern Türkçede kazandığı anlamı kurcalayarak yola çıkan Şakar, gelenekçilerin kutsal sanat ve yüce sanatkar kavramlarını eleştirdikten sonra çok keskin bir sonuca ulaşıyor: “Aslında söylemeye bile gerek yok; hakikate merdiven sayılan; hakikat bilgisine ulaştığını iddia eden kutsal sanat, nihayetinde insan elinden çıkan bir etkinliktir.” Bu somut görüşün büyüyü bozduğu aşikar. Gerektiği gibi ve yeterince tartışıldığı ise söylenemez. “İslami sanat”, “İslam sanatı”, “kutsal sanat”, “kutsal gelenek”, “geleneksel sanat”, “aşkın sanat” vb. isimler altında 1980′lerden beri çeviri kitapların da desteğiyle kabul ettirilmeye çalışılan mistik sanat görüşünün putlaştığı bir zamanda Cemal Şakar’ın dışardan değil içeriden, İslam dinini ve onun esaslarını ölçü alarak indirdiği darbe üzerinde bizim yapabildiğimizden daha çok durmayı, düşünmeyi hak ediyor. Açıkçası, bu yazı bende Cemal Şakar’ın hem bu kitabını hem de daha önce çıkardığı eleştiri kitaplarını okuma azmi uyandırdı. Haydi hayırlısı.

 

  

Yavaş, sakin, ölçülü adımlarla yola çıkan Okur Kitaplığı 2011 sonu, 2012 başı itibariyle en faal yayınevlerinden biri. Şiir ve hikaye kitaplarıyla başlamışlardı. Şimdi daha çok roman, tarih, siyaset kitapları basıyorlar. Benim değineceğim kitaplarsa bir eleştiri rafı oluşturmaya aday. Tabii içinde deneme de var. Necati Mert’in Kelepir Sepet bunlardan biri. Rahat yazan, kolay okunan, görüşlerini netlikle ve hızlıca okuyucuya aktarabilen bir yazar Necati Mert. Bu kitaptaki yazılar da çabucak okunabiliyor, yazarın ne dediğiyle ilgili pek bir karanlık nokta kalmıyor. Dil üzerine, daha doğrusu dile karşı tavırlar üzerine yazılardan oluşuyor kitap. Derli toplu bir içindekiler listesi var. Benzer konular hep. Necati Mert’in soldan gelen veya solcu bir yazar olarak söylediği bazı şeyler çarpıcı. Bunların eskiden değil yayımlanması, yazılması bile problem oluşturabilirdi yazarı açısından. Sadeleşmeden yana, öztürkçeciliğe karşı olmak mümkün değildi çünkü. Ya sadeleşmeye tümüyle karşı çıkmanız gerekirdi veya arı Türkçe, öztürkçe savunucusu olmanız beklenirdi. Necati Mert, ölçülülüğü, hayatın ve dilin normal akışı içinde kendiliğinden olanı savunuyor bir bakıma. Kökeninden, doğasından, günlük yaşamdan, halktan, tarih ve dinden koparılmaya çalışılan, özetle laikleştirilmiş Türkçenin savunulamayacağını, zaten böyle bir dilin yaşama şansının olmadığını hissettiren yazıları var Mert’in.

 

 

Metin Önal Mengüşoğlu, benim çok sevdiğim bir insan. Sadece bir kere gördüm, 1996 veya 97′de Dursunbey’in Osmaniye köyünde futbol sahasında köylülere Necip Fazıl okuyordu. O gün bugün severim Mengüşoğlu’nu. Yazılarını da rastladıkça okurum. Aynı görüşte olmadığımızı, daha doğrusu aynı tecrübelere sahip olmadığımızı bilirim. Mengüşoğlu, 70′leri idrak etmiş bir Müslüman olarak ideolojik mevzileri edebiyat üzerine yazarken bile terk etmiyor. Karşı tarafın inkarcılığı onu bu tavra tutunmaya yöneltmiş olmalı. Bunu elbette saygıyla karşılıyorum. Bazıları gibi solculara yalakalık yapacağıma, Mengüşoğlu gibi mevzide kalmayı tercih ederim. Fakat hem kuşağımın yaşadıkları hem şahsi eğilimlerim bunu da çok fazla desteklemiyor. Mengüşoğlu’nun Sezai Karakoç veya Akif veya genel olarak Müslüman olarak edebiyat yapma, eleştiri yazma mevzuları hakkında söylediklerine çok fazla itirazım yok. Bir Kelime Mesafesi açık zihinle yazılmış pozitif yazılardan oluşuyor. Ama her şeyin bundan ibaret olmadığını tespit ve teslim etmek de Müslümanlığa mani değil benim görüşüme göre. İslam, edebiyatımız içinde İslamcılığı maruf birkaç yazarın yazdıklarıyla sınırlı değil, Mengüşoğlu’nun da bence kabul edebileceği gibi esaslarda, temellerdedir. Kendileri çok dindar olmasa da iki insanın birbirine dostça muamele etmesinde Müslümanlık var. Bu topraklarda bunun başka yolu yok daha doğrusu. Edebiyatın ölçüsü de neticede ahlaktır ve ahlak diye biz sadece İslam ahlakını biliriz.

 

 

Cevat Akkanat’a fazla yakınlık duyduğumu söyleyemem. Kişiliğini de beğenmem; Okur Kitaplığından çıkan Edebiyat Hayat Memat kitabını da hiç beğenmemiştim. Cevat şairlerden rol çalmaya çalışınca itici oluyor. Aynı şeyi Gelenek ve İkinci Yeni Şiiri kitabı için söylemem ama. Cevat’ın bayıldığı ve çuvalladığı bencilliğin tamamen dışında, kurumsal zorunluluk nedeniyle ben yerine biz zamiriyle yazılmış, her sözün metin tarafından desteklenmek zorunda olduğu, basit, sadece malzeme değeri taşıyan ama bu nedenle de gayet yararlı bir “çalışma” denebilir bu kitaba. İkinci Yeni şairlerinin gelenek kavramı etrafındaki tutumu ve şiirlerinde geleneksel söz sanatları… kitabın konusunu oluşturuyor. Kitabın hemen tamamı malzemenin düzenlenmesinden ibaret. Ben bilhassa en sondaki belagat, yani söz sanatları kısmını değerli buluyorum. Sonuçta, Cevat Akkanat’ın başka yazarlardan aktardığı görüşlere başka yerlerde rastlamak mümkün. Ama hem şekil bilgisi (beyit, rübai, gazel vs.) hem söz sanatları (teşbih, telmih vs.) örnekleri için yazar aylarca çalışmış olmalı. Kitabı farklı yapan şey de bu. İkinci Yeni eşittir imge deyip geçmek saçma bir şeydi, ama biri çıkıp da neyin istiare, neyin mübalağa olduğunu yani bildiğimiz söz sanatlarından olduğunu belirlemiş değildi. Bunu on yıl önce filan ilk baskısını yapan, şimdi ikinci baskısı çıkan kitabıyla Cevat Akkanat yaptı. Muhsin Macit ve Nurullah Çetin gibi daha geniş çapta kabul görmüş “gelenek-modernlik” yazarlarının metne bu kadar odaklı kitapları, makaleleri yoktur. İkinci Yeni belagatı konusunda Cevat Akkanat temiz ve titiz bir işçilik ortaya koyarak arkası gelmeyen bir gayret göstermiştir.

 

http://www.fayrap.com/okur-kitapligindan-elestiri-kitaplari/