ŞEHİRLERİN SÖYLEDİĞİ YAHUT ŞİİRİMİN ŞEHİRLERİ

ŞEHİRLERİN SÖYLEDİĞİ YAHUT ŞİİRİMİN ŞEHİRLERİ

 Arif Ay’ın Okur Kitaplığı’ndan çıkan Şiirimin Şehirleri kitabı, Bosna ve Grozni için yazılan iki şiir hariç daha önce Bağdat’a Dönen Şiirler adıyla yayınlanan kitabın -şairin deyimiyle- daha kuşatıcı bir isimle yeniden basımıdır aslında.

16 ARALIK 2012

SADIK KOÇ

Şehirlerin dili olsa da konuşsa. Olmaz olur mu? Şair dil olursa şehirler de konuşur. Konuşuyor da. Arif Ay Şiirimin Şehirleri kitabıyla İslam’a başkentlik yapmış şehirleri konuşturuyor. Aldı sözü İstanbul, Semerkand, Buhara, Şam, Kudüs, Mekke, Medine, Kahire, Bağdat, Bosna ve Grozni. Bakalım neler söyledi.

Ay, şehirleri günümüz toplumunun hafızasına yerleşmiş tarihi, kültürel görünümlerinin yanına ya da karşısına bugün aldığı şekli de koyarak konuşturuyor. Buna göre şehirlere söyletilenlere baktığımızda durum basitçe şu cümleyle özetlenebilir: “Eskiden ne idim, şimdi ne oldum!”

Bu sözün de ima ettiği üzere eski güzel günlere duyulan özlem, bütün şiirleri kat eden duygulardan biridir. Bunun sebebiyse eski günleri ya da şehirleri güzel olarak anmamızı sağlayan iyiliklerin bugün kaybolmuş olmasıdır. Özlem dediysek iyilik özlemi yani. Eskiden her şey çok daha güzeldi, biçimindeki kaba geçmiş özlemi değil.

 

Bu şehirlerin günümüzdeki hallerine bakılırsa hiç de iç açıcı olmadığı görülecektir. Neredeyse her yerde devlet adamları İslam’a başkentlik yapmış bu şehirlere karşı kayıtsızdır. Modernizmin baskısı altında kendine özgülüklerini yitirmesine engel olmayı aklından geçirmediği gibi buna sebep olmaktadır.

Çağın çoğu insanı ise başka birçok idraksizliğinin yanında yaşadığı şehri, bir İslam başkenti olarak değil de şehirlerden bir şehir olarak görmektedir. Bilim adamı ciddiyetten uzak, adını parlatmaya çalışmaktadır. İslam coğrafyasının vahşilerce kan gölüne döndürülmesine karşı devlet adamları da bilim adamları da dut yemiş bülbül gibidir. Hal böyle olunca bu şehirler yalnız, kimsesiz bırakılmıştır. Bu his ise kitabın bütününe yayılan hislerden bir başkasıdır.

Bu his birliği söz konusu şehirleri bugün bir kez daha birbirinin kardeşi yapmaktadır. Konuşturulan şehirler birbirlerine kardeşim diye seslenmektedir. Bu duygu da neredeyse her şiirde öne çıkan duygulardan bir diğeridir.

Gelelim Şiirimin Şehirleri’nin siyasetine. hesabım seninle | ey göğümden bombalar yağdıran vahşi. Bu siyasetin Müslümanlarla ilgili olan tarafına gelince şair bir şehri şöyle söyletiyor: sizin atan kalbiniz de mi yok | sizi de mi öldürdü coniler | Ey Müslüman Amcalar

Arif Ay, Şiirimin Şehirleri’nde lafı fazla dolandırmadan, ne demek istiyorsa onu diyerek, günümüz şiirinin diliyle konuşturuyor şehirleri. Belirgin bir özellik değilse de şairin hemen hemen her şiirde karşımıza kelime oyunlarıyla çıktığını belirtmeliyiz. Kumalı-kamalı, Çin’i-cini, buhara-Buhara-bahara, kan-Kandehar, Kahire-kahır, yas-yastık gibi. Daha çok seslerin benzer sesleri çağırdığı bir durum. Ne kadar gerekli olduğunun takdirini okuyucuya bırakalım.

http://www.fayrap.com/sehirlerin-soyledigi-yahut-siirimin-sehirleri/